Zeytinin Tarihçesi
Zeytinin tarihçesi, Orta çağ dönemine kadar uzanabilmektedir. M.Ö. 4000 li yıllarda Grek ve Roma yazıtlarında zeytinin barış ve birlikteliğin ebedi simgesi olduğu ifade edinilmiştir. Oleacea familyasına ait “Olea” cinsinin bir türüdür. Olea europaea L. nın anavatanı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni de içine alan Yukarı Mezopotamya ve Güney Ön Asya’dır. Zeytinin dünyaya yayılışı üç yoldan olmuştur.
- Mısır üzerinden Tunus ve Fas
- Anadolu boyunca Ege adaları, Yunanistan, İtalya ve İspanya
- İran üzerinden Pakistan ve Çin’dir. İlk kültüre alınışı ve ıslahı Sâmiler tarafından olmuştur.
Antik Yunan da Zeytin’in önemi
M.Ö. Atina Anayasasında yer alan ve Aristotales tarafından kaleme alınan “Devlet malı veya özel mülkiyet farkı olmaksızın, zeytin ağacını kesen veya deviren herkes mahkemede yargılanacaktır eğer suçlu bulunurlarsa idam edilmek suretiyle cezalandırılacaklardır” sözü zeytin ağacının tarihteki yeri ve önemi anlatmaktadır.
Nitekim zeytin tarımının yayılmasında büyük rol oynayan Romalılar, diyetlerinde zeytin yerine hayvansal yağları kullananları barbar olarak tanımlamışlardır. Hipokrat’ın zeytinyağının tedavi edici özelliğini kullanması bu önemi vurgulamaktadır.
M.Ö. 4000’lerde kültür bitkisine dönüştürülen zeytinin yağının çıkarılması ve kullanımının yaygınlaşması ancak 1500-2000 yıl sonra gerçekleşmiştir.
Tunç Çağı’nda ve daha sonrası dönemlerde Akdeniz’de zeytinciliğin yaygınlaştığını gösteren bir çok arkeolojik buluntuya rastlanmıştır. Bunların arasında yağ presleri, saklamada kullanılan kaplar, zeytin gösterimleri olan vazo ve duvar resimleri sayılabilir.
Türkiye’de Zeytinin Tarihi
Zeytincilik, Cumhuriyet sonrası ülkemizde tarımının en önemli faaliyet alanlarından biri olmuştur. Atatürk’ün 1929 yılında Yalova bölgesine yaptığı bir gezide zeytinciliğe gereken önemin verilmesine yönelik direktifleri ile ülkemizde zeytincilik seferberliği başlatılmıştır. Zeytincilik konusunda araştırmalar yapmak üzere, 1937 yılında Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü kurulmuştur. Diğer yandan zeytin, bahçesine bakmayan ve bakım yaptırmayan üreticilere ceza verilmesine karar verilmiştir. Bununla birlikte 26/01/1939 tarih ve 3573 sayılı “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun” ile korunan sahip tek bitki olmuştur.
Ülkemizde zeytincilik
Yurt dışında eğitim görmüş uzmanlar tarafından bakımlı, sağlıklı ve verimli bahçeler tesis edilerek, uzun yıllar sonunda büyük bir hızla gelişmiştir. Zeytinciliğe verilen bu önem, 1950’li yıllardan itibaren gittikçe azalmakla birlikte, 1961-62 döneminde Türkiye ilk zeytinyağı ihracatını yapmıştır.
1970’li yıllarda verimin düşük ve maliyetin yüksek oluşu kârlılığı olumsuz etkilemiştir. Tamamen doğal olan zeytinyağının insan sağlığı yönünden değeri anlatılarak teşvik edilememiştir. Bunun yerine rafinasyon ile elde edilen diğer bitkisel yağların üretim ve tüketimi teşvik edilmiştir. 1980’li yıllar ve sonrasında zeytinciliği koruma kanununa rağmen zeytinlikler sökülmeye başlanmıştır. Bu alanlar kıyı turizmi uğruna feda edilerek başka tarımsal faaliyet alanları zeytinciliğin yerini almıştır.
Oysa aynı yıllarda geleneksel zeytin yetiştiriciliğinin ekonomik olmadığını farkına varan İtalya ve İspanya modern zeytinciliğe yönelmişlerdir. Ülkemizde 2000’li yıllardan beri Cumhuriyetin ilk yıllarındaki gibi sofralık zeytin ve zeytinyağı üretiminde nitelik ve nicelik olarak ciddi gelişmeler görülmektedir.
Kaynak: Marmara Birlik
Zeytin ve zeytinyağı gastronomi de geçmişten beri çok geniş bir alanda kullanıma sahip olduğu bilinmektedir.
Zeytinyağı nasıl çıkarılır
Eski çağlarda ve Antik Yunanda zeytin üretimi ile bir çok alanda ekonomik alanlar yaratılmıştır. Bunların en önemlisi ise “zeytinyağı“dır. Zeytinyağının sağlık açısından faydaları saymakla bitmez. Tıbben günümüzde bir çok alanda halen kullanılmakta ve kullanılması tavsiye edilmektedir… DAHA FAZLA
Bir yorum